Adalet Birlik Partisi Genel Başkanı ve Türkiye İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı İrfan UZUN;
Türkiye yıllardır aynı tiyatroyu izliyor. Her seçim dönemi, her kritik süreç öncesi bir “müjde” servis ediliyor:
“Karadeniz’de tarihimizin en büyük gaz keşfi yapıldı!”
“Doğu Akdeniz’de dev rezerv bulundu, Türkiye’siz adım atılamaz!”
“Katrlilyon dolarlık enerji sahası açığa çıktı!”
Ekranlarda manşetler atılıyor, yandaş basın günlerce aynı görüntüleri tekrar tekrar veriyor, halkın aklına şu fikir kazınıyor: “Türkiye enerji bağımsızlığına kavuştu, artık kimseye muhtaç değiliz.”
Ama sonra gerçek yüzünü gösteriyor: Daha bu rezervlerden tek bir kuruşluk fayda halka ulaşmadan, iktidar kalkıyor ABD ile 2045 yılına kadar sürecek bir anlaşmaya imza atıyor. Her yıl 4 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı taahhüdü altına giriliyor. Yani bir yanda “dünyanın en büyük rezervini bulduk” nutukları atılıyor, diğer yanda ülke dışa bağımlılığın zincirleriyle bağlanıyor.
Bu nasıl bir çelişkidir? Bu nasıl bir ihanettir?
Eğer gerçekten dev rezervler bulunduysa neden hâlâ ABD’den gaz ithal ediliyor? Eğer Türkiye kendi kendine yetecek durumdaysa, neden 20 yıl boyunca sürecek yeni borç ve bağımlılık anlaşmalarına imza atılıyor? Eğer bu topraklarda halkın zenginliği yerin altında yatıyorsa, neden halkın faturaları hâlâ ateş pahası?
İşte iktidarın politikası tam da budur: Halkı büyük laflarla avutmak, rezerv masallarıyla oyalamak, sonra arka kapı anlaşmalarıyla ülkeyi dış güçlerin kontrolüne sokmak. Bu milletin gözü önünde gerçekleşiyor her şey. Asıl sorun da burada: Her şey o kadar açık ki kimse görmüyor, ya da görmek istemiyor!
Adalet Birlik Partisi olarak buradan açıkça ilan ediyoruz:
Türkiye’nin enerji politikası çökmüştür. Bugün atılan her adım, yarınımızdan çalmaktadır. 2045 yılına kadar sürecek anlaşma, sadece doğal gaz ithalatı değildir; bu, Türk milletinin geleceğinin ipotek altına alınmasıdır.
Bizim için mesele çok nettir:
- Enerji bağımsızlığı, ABD’den LNG ithalatıyla değil, kendi rezervlerimizi işleyerek sağlanır.
- Enerji güvenliği, halkı oyalayan propagandalarla değil, yerli üretimle tesis edilir.
- Rezervlerimiz, dışarıya peşkeş çekilmek için değil, bu milletin refahı için vardır.
- Yabancı şirketlere verilen ayrıcalıklar değil, Türk mühendislerinin alın teri enerji politikamızı şekillendirmelidir.
İktidarın yıllardır sürdürdüğü bu anlayış, Türkiye’yi bağımsızlığa değil, enerji esaretine mahkûm etmektedir. Bugün yapılan her imza, geleceğimizin zincire vurulmasıdır. Biz bu zinciri kırmaya talibiz.
Halkımıza buradan sesleniyorum:
Faturalarınızın her ay neden kabardığını merak ediyorsunuz. İşte cevabı burada! Çünkü rezervleriniz vitrin süsü, anlaşmalarınız ise ABD’ye bağımlılık. Çünkü bu düzen halk için değil, çıkar grupları için işliyor.
Adalet Birlik Partisi olarak söz veriyoruz:
- Tüm enerji politikası baştan aşağıya yeniden düzenlenecek.
- Rezervler, şeffaf biçimde çıkarılıp halkın yararına kullanılacak.
- Uzun vadeli ithalat anlaşmaları iptal edilecek, dışa bağımlılık bitirilecek.
- Halk ucuz, erişilebilir ve sürdürülebilir enerjiye kavuşacak.
- Türkiye gerçek anlamda enerji bağımsızlığına kavuşturulacak.
Bu ülkenin rezervleri var. Bu milletin gücü var. Eksik olan tek şey, bu gücü halk için kullanan iktidardır. Biz o iktidar olmaya geliyoruz.