İktidar ve Muhalefet Arasında Sıkışan Türkiye: 22 Yılın Gerçek Hikayesi”

2002 yılında büyük ekonomik çöküşün ve siyasal tıkanıklığın ardından halk “değişim” umuduyla sandığa gitmiş, Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidara gelmişti.
Aradan geçen 22 yıl boyunca ülke, yalnızca iktidarın değil; muhalefetin de başarısızlıklarıyla şekillenen bir siyasal döngüye hapsoldu.

Bugün geldiğimiz noktada Türkiye, iki kutuplu bir siyaset düzeninde, ne iktidarın vaat ettiği kalkınmayı ne de muhalefetin vaat ettiği değişimi tam anlamıyla görebilmiş durumda.

1. AK Parti: Reformdan Güce, Güçten Yönetim Krizine

İktidarın ilk yılları umut doluydu. AB reformları, sağlık yatırımları, ekonomide istikrar, halkta “yeni Türkiye” duygusunu yeşertmişti.
Ancak 2010’lardan itibaren “reformcu iktidar” yerini “rejimin koruyucusu iktidarına” bıraktı.

  • Yargı bağımsızlığı zayıfladı,
  • Medya tek sesli hale geldi,
  • Güç tek merkezde toplandı,
  • Kurumlar siyasallaştı.

Bugün Türkiye, düşünen değil, biat eden bir yönetim kültürüne sahip hale geldi.
Ekonomik başarılardan geriye yüksek enflasyon, düşük gelir, işsizlik ve borç kaldı.
İktidar, “istikrar” adı altında toplumsal sessizliği yönetmeye çalışan bir yapıya dönüştü.

2. Ana Muhalefet: Tepki Var, Strateji Yok

Ancak bu tablo yalnızca iktidarın değil, ana muhalefetin de eseridir.
22 yıldır aynı iktidarın karşısında duran muhalefet, halkın umudunu büyütmek yerine tepkiselliği siyaset sanmıştır.

Cumhuriyet Halk Partisi, zaman zaman doğru teşhisler koymuş, “hukukun üstünlüğü” ve “demokrasi” vurgusu yapmıştır; fakat bu söylemler halkın gündelik sorunlarına, yani ekmeğe, kiraya, geçime, borca dokunmamıştır.

  • Seçim dönemlerinde vitrin yenilenmiş ama içerik aynı kalmıştır.
  • Sokaktaki vatandaşla bağ kurmak yerine, masa etrafında ittifak arayışları yapılmıştır.
  • Halkın umudu, stratejisizlik yüzünden defalarca kırılmıştır.

Sonuç olarak; iktidarın yönetim zaafları kadar, muhalefetin inandırıcılık eksikliği de Türkiye’nin bugünkü siyasi yorgunluğunun sebebidir.

3. Ekonomide Ortak Sorumluluk: Sessiz Mutabakat

Ekonomide yaşanan sorunlar yalnızca iktidarın yanlış politikalarından değil, muhalefetin alternatif üretmekten kaçınmasından da kaynaklanmıştır.

  • Ne üretim ekonomisine dayalı net bir program sunulmuştur,
  • Ne enerji bağımlılığına karşı planlı bir vizyon ortaya konmuştur,
  • Ne de bütçe disiplini ve gelir adaleti konusunda somut öneriler getirilmiştir.

Her iki taraf da ekonomiyi, seçim vaatlerinin bir aracı haline getirmiştir.
Bugün halkın cebindeki yangın, iktidarın ihmali kadar muhalefetin sessizliğinin de ürünüdür.

4. Toplum: Kutuplaşma Siyasetinin Kaybedeni

İktidarın “biz ve onlar” diliyle kurduğu siyaset,
muhalefetin de aynı refleksi ters yönden üretmesiyle kalıcı hale geldi.

Sonuç:

  • Toplum, diyalog yerine nefret diliyle konuşur hale geldi.
  • Siyasi aidiyet, vicdanın önüne geçti.
  • Halk, çözüm beklerken liderler birbirini suçlamayı tercih etti.

Bugün Türkiye, kutuplaşmanın iki yakasında sıkışmış bir halkın ülkesi haline gelmiştir.
Ne iktidar kucaklayabiliyor, ne muhalefet umut verebiliyor.

5. Yeni Bir Siyaset Zorunluluğu: Halkın Üçüncü Yolu

Adalet Birlik Partisi olarak biz, bu tabloya net bir teşhis koyuyoruz:
Türkiye’nin sorunu sadece kötü yönetim değil, yönetilemeyen muhalefettir.

Bu nedenle diyoruz ki:
Artık halkın iradesini temsil eden üçüncü bir yol gereklidir.
Bu yol, geçmişin kavgalarına değil, geleceğin çözümüne odaklanmalıdır.

Bizim vizyonumuz nettir:

  • Adalet, sadece mahkemede değil, yönetimde de olacak.
  • Ekonomi, yalnızca sermaye için değil, emek için işleyecek.
  • Devlet, vatandaşına değil, vatandaşla birlikte karar verecek.
  • Muhalefet, sadece eleştiren değil, alternatif üreten bir güç olacak.

6. Sonuç: Yeni Türkiye’nin Kapısı Eski Siyasetle Açılmaz

22 yıl boyunca, bir yanda iktidarın merkezileşmiş gücü, diğer yanda muhalefetin dağınık dili Türkiye’yi yorgun düşürdü.
Artık halk, iktidarı değiştirecek değil, sistemi yenileyecek bir irade arıyor.

Adalet Birlik Partisi, işte bu iradenin temsilidir.
Biz, ne sadece iktidarı eleştiriyoruz ne de muhalefeti temize çıkarıyoruz.
Biz, her iki tarafın da yaptığı hataları tekrarlamadan,
halkın sesinden yükselen yeni bir siyaset inşa ediyoruz.

“Yeni Bir Türkiye İçin Adaletle Devrim!”
Bu yalnızca bir slogan değil, bu ülkenin susan milyonlarının çağrısıdır.

İrfan UZUN
Adalet Birlik Partisi Genel Başkanı

Bir yanıt yazın