Adalet Birlik Partisi Su Başkanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Turan KAYA yaptığı Açıklamada,
Türkiye geneline bakıldığında, toprak verimliliğinde azalış ve çölleşmenin eşiğindeyiz. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Akdeniz bölgesi, Doğu Anadolu ve Ege bölgesinde, özellikle çok fazla suya gerek duyan tahıllarda, “mercimek ve yaz bitkileri “ayçiçeği” sebze ve meyvelerinde rekolte azalışının olduğu görülmektedir.
İklim değişikliğinin küresel ölçekte kaygı duyulan bir başka etkisi ise deniz seviyelerindeki yükselme ve bazı kıyı bölgelerinin sular altında kalması beklenilmektedir. Türkiye 8.330 km uzunluğunda bir kıyıya sahiptir.
Türkiye ye yönelik yapılan modelleme çalışmalarında, Göksu Deltası, Göcek ve Amasra’nın hassas bölgeler olduğu ve yükselecek su seviyelerinin, bu bölgeleri
olumsuz etkileyeceği öngörülmektedir.
İçme Suyu Risk Altında Olan İller
2025 Yılından sonra içme suyu risk altında olan 36 adet iller.
Bu illerin başında, Türkiye’nin en kalabalık 3 kent gelmektedir.
Bunlar:
İstanbul, Ankara ve Balıkesir.
2. 2030 Yılına kadar
Adana. Ağrı. Amasya. Gümüşhane
3. 2035 Yılına kadar
Malatya. Muş. Niğde. Rize. Samsun. Sivas. Trabzon. Tunceli. Şanlıurfa. Van.
Aksaray. Karaman. Kırıkkale. Bartın. Ardahan.Yalova.Karabük.Kilis.
Düzce. Çanakkale. Diyarbakır. Edirne. Erzincan
4. 2040 Yılına kadar.
Kütahya, Bilecik. Bingöl. Eskişehir. Kırklareli. Kırşehir. Konya.
Kütahya illeri risk altında gösterilmiştir. Bu illere acil olarak içme suyu temin edilmesi gerekiyor. Aksi halde, bu illerde yaşayan milyonlarca insanı zor günler bekliyor
Çevre sorunları ve bu çerçevede alınacak kararlar, yalnızca politikacıların ya da plancıların çözmesi gereken teknik sorunlar olarak değil, demokratik olarak karar verilmesi gereken bir yaşam biçimi sorunu olarak görülmelidir. Eşsiz coğrafyasına, tarihsel ve kültürel miraslarına karşın ülkemiz uluslararası yaşam kalitesi sıralamalarında çok gerilerde yer almaktadır.
Bu anlamda “sürdürülebilir yaşam” kavramı kilit öneme sahip olmaktadır. Bu kavram, çevre sorunları karşısında, konforlu bir çevre tasarlarken sonraki kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak borcumuz olarak görülmelidir.