İran’da, haftalardır süren olaylar, dünyanın hiç kapanmayan yarasını tekrar kanattı. Kadın, ve hatta insan hakları…
MASHA AMINI
Başörtü takma kurallarına uymadığı gerekçesiyle İran ahlak polisleri tarafından gözaltına alınan Masha Amani, gözaltındayken dövülmüş ve 2 gün boyunca hastanede verdiği hayat savaşını kaybetmişti.
İran'da Masha Amini'nin ölümünün ardından başlayan protestolar 5 haftadır sürüyor. Eylemciler ülkenin dört bir yanında "idam cezası" riskine rağmen protestolarını sürdürüyor. İnsan hakları örgütlerine göre 17 Eylül'den bu yana 244 protestocu hayatını kaybetti.
Tahran yönetimi ülkenin dört bir yanına yayılan protestoları bastırmak için idam cezası kararı aldı. İdam cezası kararına rağmen üniversite öğrencileri okul bahçesinde eylem yaparak hükümet değişikliği istediler. Daha sonrasında, bölgedeki tüm okul ve üniversiteler "grip salgını" nedeniyle kapatıldı.
Yarı resmi haber ajansı Isna, Masha Amini'nin ölümünün 40. gününde, 10 bin kadar kişinin mezarlığa yürüdüğünü ve şehrin eteklerinde çatışma çıktığını aktardı.
Protestocular mezarlık yolunda toplanarak Amini'nin ölümünden bu yana hükümet karşıtı gösterilerin sembolü haline gelen "Kadın, yaşam, özgürlük" ve "Diktatöre ölüm" gibi sloganlar attı.
Protestolarda, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Topladığı tweetlerle “Beraye” adlı şarkıyı yaparak destek olan Şervin Hacıpur da gözaltına alınanlar içindeydi.
DÜNYADAN İRAN’A TEPKİ
Dünyanın dört bir yanından, protestolara destek yağıyor. Birçok ülkenin vatandaşları, bu duruma sessiz kalmadı. İnsanlar, meydanlarda toplanıp, sosyal medya aracılığıyla mesajlar yayınlayıp ve hatta saçlarını kesip, İran halkına ve bu baskıcı tutuma bir tepki veriyor.
Türkiye’den de birçok kişi bu yaşananlara tepki verdi. Adalet Birlik Partisi Genel Başkanı İrfan Uzun yaptığı açıklamada “Kadına şiddetin her türlüsünü kınıyorum. Ancak bu sadece kadına şiddet olarak değerlendirilebilecek bir durum değildir, aynı zamanda insan haklarına da aykırıdır. Yaşadığımız yüzyılda, artık dünyadaki her bir bireyin eşit hak ve özgürlüklere kavuşması gerekir. Ancak görüyoruz ki dünyanın bir noktasında insanlar su bulamazken, başka bir noktasında kadınlar saçının ucu açık olduğu için öldürülüyor. Bölgede uygulanan kurallar, bir kadının ölümüne sebep oluyorsa, bu durumda hem idari açıdan hem de dini olarak bir problem var demektir. Dinimizce, bir canlıya zarar vermek çok büyük günahtır. Bunu hiç bir zaman unutmamalıyız.” ifadelerinde bulundu.
Sözlerine devam eden Uzun “Ayrıca şunu unutmayalım ki, devlet, halkı koruyup kollayan, belli imkanlara ulaşmasını sağlayan, yol gösteren olmalıdır. Eskilerin Devlet Baba tabiri buradan gelir ve kati suretle zulmeden baba olamaz. Halk, kendi toprağında, kendi bayrağı altında, mutlu, huzurlu ve güvende hissetmek ister; tıpkı evimizde kendimizi güvende hissetmemiz gibi. Ama bunları sağlamayan bir devlet, kaosun esiri olacaktır. Bir insan, dış görünüşü, kıyafeti, saçı başı, dili, dini, ırkı ve en önemlisi cinsiyeti ile yargılanamaz. Kadını veya erkeği, bu dünyadan tamamen çıkardığımızı düşünelim, sizce yaşanabilir bir yer olur muydu? Tabi ki hayır. O zaman, insanın insana bu eziyeti neden? Maalesef, hala her yerde, bu tarz ayrımcılıklarla karşılaşıyoruz. Dünyanın, İran’da yaşanan bu duruma sessiz kalmayıp, birçok ülkede destek protestolarının yapılması, insanı duyguların kişileri birbirine bağladığının bir göstergesidir. Üzülerek söylüyorum ki, bazı yayın kuruluşlarındaki haberlere göre, son haftalarda yapılan protestolarda 200’ün üstünde insan ölmüş ve bunların bir bölümünün çocuk olması kabul edilebilir bir durum değil. İran’da, insanlar, sahip olmak istedikleri hakları savunurken, yaptıkları protestolarda öldürülüyorlar. Ülke içindeki taşkın hareketleri onaylamamakla birlikte, yönetimin bu duruma kulaklarını kapamaması gerektiğini düşünüyorum. İktidar, halkın sesini duymamaya devam ederse, bu protestolar artarak devam edecektir. İnsanoğlu, haklı olarak, artık baskıya boyun eğmek istemiyor. Daha fazla insan ölmeden, artık bu duruma bir dur denilmesi gerekiyor.” dedi.
BERAYE VE TÜRKÇESİ
For the sake of dancing in the alleys Because of the fear you feel while kissing For my sister – your sister – our sisters To change the minds that have rotted away Because of shame, because of being broke Because of longing for a normal life For the garbage-picking kid and his dreams Because of this command economy Because of this polluted air For Valiasr Street and its worn-out trees For Pirouz and his probable extinction For innocent, forbidden dogs Because of tears that never stop For the image of a return to this moment For the sake of a laughing face For schoolkids, for the future Because of this mandatory paradise For imprisoned intellectuals For Afghan children Because of all of these becauses, no two the same Because of all these empty slogans Because of collapsing homes built on the cheap For a feeling of peace For the sun after long nights Because of meds for depression and insomnia For men, homeland, prosperity For the girl that wished she was a boy For women, life, freedom For freedom For freedom Sokaklarda dans etmek uğruna Öpüşürken hissettiğin korku yüzünden Kız kardeşim için – senin kız kardeşin – kızkardeşlerimiz için Çürümüş zihinleri değiştirmek için Utanç yüzünden, kırıldığım için Normal bir yaşam özlemi nedeniyle Çöp toplayan çocuk ve hayalleri için Bu komuta ekonomisi nedeniyle Bu kirli hava yüzünden Valiasr Caddesi ve yıpranmış ağaçları için Pirouz ve olası neslinin tükenmesi için Masum, yasak köpekler için Hiç durmayan gözyaşları yüzünden Bu ana dönüş görüntüsü için Bir gülen yüz uğruna Okul çocukları için, gelecek için Bu zorunlu cennet yüzünden Tutuklu entelektüeller için Afgan çocuklar için Bütün bu sebeplerden dolayı, ikisi aynı değil Bütün bu boş sloganlar yüzünden Ucuza inşa edilen çöken evler yüzünden Huzur hissi için Uzun gecelerden sonra güneş için Depresyon ve uykusuzluk ilaçları yüzünden Erkekler, vatan, refah için Erkek olmasını dileyen kız için Kadınlar, yaşam, özgürlük için Özgürlük için Özgürlük için