Aylardır, piyasalardaki yukarı yönlü hareket, halkı fazlasıyla zor durumda bıraktı. 1 Temmuz itibariyle, asgari ücret net 5500 TL olarak belirlenmişti ama zamların bir türlü durmamasından ötürü, bu artış da halkın bütçesini rahatlatmaya yetmedi. Türkiye ekonomisi nereye gidiyor derken, yeni bir asgari ücret zammı konuşulmaya başlandı.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, katıldığı bir programda, asgari ücrete ilişkin, "İnşallah asgari ücrette vatandaşımızı mutlu edecek, alım gücünü artıracak bir gelişme yaşanacak." dedi.
Peki, asgari ücrete uygulanacak artış, sizce bu sefer gerçekten cepleri rahatlatacak mı? Her gün, raflardaki fiyatlar değişmeye devam ediyor. Faturaların durumu ortada, ev kiralarını konuşmaya gerek bile yok.
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2022 Ekim ayı sonucuna göre;
- Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 425,23 TL’ye,
- Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 24.186,42 TL’ye,
- Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 9.706,52 TL’ye yükseldi.
Bu araştırma sonuçlarına göre, halkın rahat bir nefes alabilmesi için, asgari ücretin çok ciddi bir değişim yaşaması, piyasalardaki zamların da artık durması gerekiyor.
Asgari ücret zammı ile ilgili konuşan, Adalet Birlik Partisi Genel Başkanı İrfan Uzun şunları söyledi:
“Asgari ücret zammı, bu sıra çokça ortaya sundukları bir konu. Söylediklerine göre de, cepleri fazlasıyla rahatlatacakmış. Nasıl olacak bu acaba? Bunu da açıklasalar çok iyi olur. Ama tabi iktidar, halkın gerçeklerini göremiyor, bu aleni bir şekilde ortada. Halk, tüm masrafını devletin karşıladığı saraylarda yaşamıyor. Görebilseydi, Malatya’da “Evimize ekmek götüremiyoruz” diyen vatandaşa “Bu bana çok abartılı geldi” “Keyif çayı, al çay iç” diyerek, dalga geçer gibi, eline çay tutuşturup göndermezlerdi. Temmuz ayında da, halk zamlı maaş aldı, bir şey değişti mi, hayır. Piyasalardaki bu dalgalanmalar ve fahiş artışların önüne geçilmediği müddetçe, maaşa yapılan zammın bir anlamı kalmıyor. Halk, her zaman geride kalmış oluyor. Örneğin, birkaç gün sonra maaşa zam yapılır, arkasından takiben gelir mi bir doğalgaz zammı, evde insanlar ne yapsın. Yakmasa hasta olacak, yaksa gitti mi zammın büyük bölümü faturaya. Yani, anlayacağınız, zamlar durmazsa değişen bir durum olmayacak, sadece konuşulan tutarlar daha yüksek olacak, ama oranlar hep aynı kalacak. Bu duruma tek çare, dövizi düşürmek ve Türk Lirasıyla dengeye oturtmak olabilir sadece. Başka hiçbir şey bu duruma çözüm olamaz.”