10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ: İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 75 YAŞINDA
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 75 yıl önce bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildi. Türkiye ise 1949 yılında imzacı oldu. Bildirge, tarihteki en ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, her bireyin özgürce, eşitçe ve onurlu bir şekilde yaşamasının ancak devletlerin uluslararası bir belge etrafında bir araya gelmesiyle mümkün olacağı fikrine dayanıyor.
İnsan hakları konusunda uluslararası alanda en temel belge olan bu Bildirge; ırk, renk, din, cinsiyet, dil, siyasi veya diğer görüşler, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğum veya diğer statüler sebebiyle ayrımı gözetmeksizin hepimizin doğal insan haklarına sahip olduğunu vurgular. Yaşama hakkımız başta olmak üzere tüm haklarımıza insan onuruna yaraşır bir şekilde erişmemizi hedefler.
75 yıldır hem uluslararası alanda hem de ülkelerin benimsediği kanunlarla temel hak ve özgürlüklerimizin korunması, haklarımıza erişim konusunda pek çok ilerleme oldu. Fakat siz bu satırları okurken hala milyonlarca insan savaş ve çatışmalarda yaşamını yitiriyor, sömürü, taciz, istismar ve şiddete uğruyor. 2019 itibariyle dünyada 70 milyondan fazla insan zorla yerinden edildi, bunun 31 milyonu çocuk. 25 milyondan fazla insan ülkesini terk edip başka bir ülkenin korumasına sığınmak zorunda kaldı1. 262 milyon çocuğun okula erişimi yok, en temel haklarından biri olan eğitim hakkına erişemiyorlar2. 650 milyon kadın ve kız çocuğu 18 yaş altı evliliğe zorlanmış. Her yıl 12 milyon kız çocuğu 18 yaşından önce evlendiriliyor3. Dünyada 152 milyon çocuk işçi var ve bunların 10 da 7’si ağır ve tehlikeli işlerde çalışıyor 4.
Hayata Destek olarak, Dünya İnsan Hakları Günü’nde özellikle çocuk hakları, mülteci hakları ve kadın haklarına dikkat çekmek istiyoruz:
- Nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine, etnik kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların yaşama hakkı başta olmak üzere; eksiksiz biçimde gelişme hakkı; zararlı etkilerden, istismar ve sömürüden korunma hakkı; aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma hakları var. Bu hakları korumak hepimizin sorumluluğu.
- Yaşadığı ülkede zulümden kaçıp sığınma, bir statüye sahip olma, sığındığı ülkede temel hak ve özgürlüklerden yararlanma ve geri göndermeme ilkesinden yararlanma hakkı herkes için temel bir insan hakkı. Geri gönderme yasağını ihlal etmek, uluslararası hukuka göre işkence suçunu işlemek anlamına gelmekte.
- Toplumsal cinsiyet eşitliği bir insan hakkı. Herkes, algılandığı ya da hissettiği cinsiyet ya da toplumsal cinsiyet sebebiyle zulme, ayrımcılığa, şiddete ve diğer hak ihlallerine uğramadan yaşama hakkına sahip.
- Ülkemiz son kırk yılın en ağır ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının, savaş ve çatışma harcamalarının sebep olduğu ekonomik kriz ve derin yoksullaşma, yurttaşların hem biyolojik hem de sosyal yaşamlarını sürdürebilmelerini tümüyle imkansız kılan ağır insan hakları ihlalidir. Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, güvencesizleşme ve örgütsüzleşme en çok kadınları, çocukları, mülteci ve sığınmacıları vurmaktadır. Bu koşullarda işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına dokunulmamalı, enflasyon rakamları manipüle edilmemeli, kıdem tazminatı hakkına dokunulmamalı ve iş cinayetleri önlenmelidir. İşçi ve emekçilerin hak arama eylemleri yasaklanmamalı, Bu hakkı devlet tarafından güvenceye alınmalıdır.
Eşit, adil ve onurlu bir yaşam için, insan haklarının korunması için hepimize düşen sorumlulukları bugün de hatırlatmak ve Hayata Destek olarak bu konuda birlikte çalışmaya her zaman hazır olduğumuzu belirtmek isteriz. Birlikte bir gelecek hepimizin hakkı…
Rabbim Dünyamızı Korusun. Rabbim Mazlumları korusun.