SEDAT PEKER’İN İFŞALARININ ARAŞTIRILMASI ADINA HAKİMLER ve SAVCILAR KURULU BAŞKANLIĞI’NA DİLEKÇE HAZIRLANDI

İrfan UZUN, Sedat Peker’in iddiaları sonrası suç duyurusunda bulunacaklarını açıklamıştı! Adalet Birlik Partisi o dilekçeyi paylaştı

Organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili yarın İstanbul Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunacak. AB Parti Genel Başkanı, suç duyurusu dilekçesini paylaştı. Daha önce ifşa edilen suçlamalar ve Suç duyurusunda adı geçen kişilerin 12 milyon TL rüşvet aldıkları iddiasının soruşturulması ve kamu davası açılması talep edildi.

İRFAN UZUN ADALET

Suç duyurusunda baş şüpheliler olarak eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu, TOBB üyesi Salik Orakcı yer alıyor. Adı geçen kişilere “Rüşvet” ve “İrtikap” suçlarından soruşturma başlatmayan Savcılar hakkında görevi kötüye kullanma suçunu işlediklerini ileri sürerek soruşturma başlatılmasını isteyen UZUN, dilekçeyi paylaştı.

"Suç duyurusunda şu ifadeler yer alıyor:

ŞÜPHELİ              : TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ CUMHURİYET BAŞSAVCILARI

KONU                   : Görevini kötüye kullanma suçunu işleyen Cumhuriyet Savcıları hakkındaki şikayetlerimizin bildirilmesinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR :

  1. Halen harekete geçmeyen Savcılar hakkında CMK 160, Bu görev ihmali bugünden itibaren duymadım, görmedim, harekete geçemiyoruz vs. gibi bir takım mazeretler açıklanacak bir süreci çoktan geçti. Bu gün itibari ile Harekete geçmeyen, Kamuoyunun gözü önüne Sedat Peker tarafından konulmuş bu delilleri görmemezlikten gelen ve bunlar için bir soruşturma başlatmayan Bu konuda görevli tüm savcılar, tüm yetkili kişi veya kişiler bu gün itibari ile alenen suç işlemektedirler.
  2. Çünkü artık karşımızda iddia aşamasını geçmiş, kişisel bilgilerin aktarmanın ötesin de yer, zaman, kişi ve ilişkiler ağını ortaya koyarak bir takım deşifrelerde bulunan Sedat Peker ve onun iddiaları var. Bu kişiler şuanda ortalıktalar, Mine Tozlu Sineren Mağdur kişi ortada, onun beyanları alınabilecek durumda. Sedat Peker artık belge koyuyor, delil koyuyor whatsApp yazışmalarıyla icra ediyor. İcra belgeleriyle, icra dosyaları ile bunları deşifre ederek, şuanda saray içerisine çöreklenmiş, Beştepe’de örgütlenmiş organize Rüşvet çetesini deşifre ediyor. Bu, bu kadar nettir. Bu ifşalar hafifsemeyecek kadar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temellerinden oynatacak kadar bir kirliliğin ve çirkin bir yapının ortaya çıkmış olmasıdır.
  3. Millet vekili, Cumhurbaşkanı danışmanlarının, alenen birilerinden rüşvet talep ettiği, zenginleştikleri, bir takım ilişkiler ağını kurup örgütledikleri. Danışmanlar arası bir rekabetin yaşandığı “Bir danışman öteki danışmana diyor ki, Korkmaz Karaca diye bir danışman daha var oda sizi arayacak, oda sizden daha fazla para isteyebilir, aman ona aldanmayın bu işi bizimle yapın.” Beştepe de birbiri ile rekabet eden rüşvet örgütlenmeleri var ve bunların delilleri aleni bir şekilde ortada şuanda.
  4. CMK 160 Diyor ki, EY Adalet Bakanı, Ey Cumhuriyet Savcıları sizin göreviniz yasa ile belirlenmiştir. “CMK 160 (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. (2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” Takdirine bırakılmamıştır, daha neyi bekliyorsunuz.
  5. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanlığı Sarayının içerisine örgütlenmiş orada çöreklenmiş, orada kurgulanmış, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iş insanlarına, Ekonomik verilerine, Şirketlerine vs. Çökerek, çökmeye çalışarak, oradan bir takım menfaatler devşirmeye çalışan, bir Rüşvet çetesi organizasyonu varlığı olduğu iddiası tüm medyalarda aleni olarak açıklanmaktadır, bu çok net. Hasan Yeşildağ, Fahrettin Kasırga, Mücahit Arslan, Burhan Kuzu, Metin Kıratlı dan bahsediliyor, Neredeyse bütün danışmanlar, Ak parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın birebir yakınında danışmanlık sıfatı taşıyan neredeyse tamamının illegal gayrimeşru, rüşvet ilişkileri içerisinde olduğuna dair iddia boyutunu aşan, artık bu iddiaların gerçek olduğuna ilişkin şüphe bırakmayacak yada kuvvetli şüphe bulunan bir takım veriler artık basın ve sosyal medya aracığı ile ortaya dökülmüştür.
  6. Hiç kimse üç maymunu oynayamaz. Bu dilekçemizden sonra üç maymunu oynayan her kim olursa, ister Cumhuriyet Savcısı, İster Siyasetin en üst Makamları olsun Bunun sorumluluğunu taşıyacaklardır ve yarın bir gün bunun hesabını mutlak suretle Yargı önünde vereceklerdir.
  7. Ayrıca daha önce ifşalarda bulunan belgeler hakkında soruşturma başlatmamaları,
  8. İDDİANIN SAHİBİNİN KİM olduğu ile Yargı ilgilenmez. Hukuk zaten bunların kullanılmasına karşı çıkmaz. Kimin söylediğinin hukuk karşısında bir önemi yoktur, ne söylendiğidir önemli olan.
  9. Cumhuriyet Savcıları söyleyen kişi ile değil söyledikleri ile ilgilenir. Delillere bakar Maddi gerçekliğe ilişkin, BASİT BİR ŞÜPHE bile varsa, Savcının soruşturma açması için yeterlidir. Yukarıda belirtmiş olduğum CMK160; O kadar geniş bir takdir ve yetki alanı tanımıştır ki Cumhuriyet Savcısına, herhangi bir şekilde bir suçun işlendiğini öğrenen ihbar ile kendisine ulaşan Cumhuriyet savcısı soruşturma açar. Basit şüphe ile açar. Cumhuriyet savcısı, bu kişinin Kriminal bir kişi oluyor olması, düzgün bir kişi olması, Adli sicil kaydı temiz olması, ihbarda bulunan bir kişi için bir kimlik taraması gibi araştırmalar yapmak için beklemez. Aksi takdirde bir hukuk düzeni olmaz. Cumhuriyet savcısı veriye bakar, iddiaya bakar, onlarla ilgili dayanağı deliller araştırır. İfşa edenin kim olduğunun bu yüzden bir önemi yok.
  10. Aksi Takdirde, Belirli kişiler her türlü suça mağdur olarak kalıp beyanlarına itibar edilemez ve onlar açısından işlenmiş suçlar sonsuza kadar gizli ve kapalıdır soruşturulamaz gibi bir sonuç doğar. Hiçbir hukuk sistemi de böyle düzenlemeyi de içermez. Önemli olan maddi hakikatin ortaya çıkmasıdır. Bu hakikat Türkiye Cumhuriyeti devletinin bugün siyasetini, en üst yetkililerini, bu ülkenin kamu düzenini, bu Ülkenin Hukuk dünyasını ilgilendiriyorsa, bu kirli ilişkileri kimin deşifre ettiğini, kimin iddiada bulunduğunu, kimin söylediğinin hiçbir önemi yoktur. Hukuk olan bir ülkede önce söylediklerine bakmalı, araştırılmalı. Eğer yetkili olan kişiler buna bakmıyorsa. Hem Anayasa hem Yasa açasından Ceza kanunları hilafına suç işliyorlardır. Bu İster Bakan olsun, ister Cumhuriyet Savcısı, ister en üst Siyasetçisi olsun, her kim olursa olsun görev suçu işliyorlar şuan.

DELİLLER              : WHATSAPP Yazışmaları, Mağdur olan kişiler isimleri ile adresleri ile Belli maruz kişiler.

SONUÇ VE İSTEM            : Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden dolayı, görevi kötüye kullanma suçunu işlediği sabit olan Tüm Cumhuriyet Savcıları usule aykırı eylemlerinden dolayı Sayın Başkanlığınıza başvurma zorunluluğumuz doğmuştur. Ayrıca Sonuç olarak Rüşvet, İrtikap ve belirlenecek diğer suçları işleyen şüpheliler hakkında ivedi olarak soruşturma başlatılmasını sonrasında ise kamu davası açılmasının sağlanması ve gereğinin yapılmasını arz ve talep ederiz. "  ifadelerine yer verdi.

Bir yanıt yazın